Uzun zaman önce çıkmış olmasına rağmen anca izleyebildim. Bunun sebebi aslında Justice League’in gerçekten ama gerçekten kötü bir film olmasıydı. O kadar havaya girdikten sonra DC’nin üst üste yaptığı tüm kötü filmler azcık da olsa beni DC sinemasından uzaklaştırmaya başlamıştı ki, geç de olsa Zack Snyder’s Justice League ile tanışabildim. Tüm düşüncelerime geçmeden önce kısa bir özet geçmem gerekirse, Nolan‘ın Batman serisi nasıl ki çizgi roman filmlerine bir çağ atlatmışsa, bu filmdeki çizgi roman filmi vizyonu da gelecekteki tüm filmler için Nolan kadar olmasa da yarım çağ ileriye taşır diyebilirim.
Başta da dediğim gibi, filme başlarken inanılmaz bir önyargı ile başlamıştım. Üstüne üstlük bir de film 4 saat olunca bu önyargılarımla tamamlayabileceğimi bile düşünmüyordum. Fakat 4 saatin nasıl geçtiğini anlamadım desem yeridir. Tahmin edebileceğiniz gibi, filmin vizyon filminden en büyük farkı hikayeyi anlatma şekli. Daha uzun olduğu için tabii ki daha detaylı, daha olgun bir anlatım şekli olacağını tahmin edebiliyordum fakat 4 saatin sonunda resmen bambaşka bir film izlediğimi anladım. Vizyon filmlerinin çoğunun kesildiğini/biçildiğini tahmin ediyorum fakat bu denli bir kesme/biçme ile bu vizyondaki filmi çıkaracağınıza keşke hiç çıkarmasaymışsınız. Marvel‘ın Cinematic Universe ile devam etmesinin ne kadar doğru bir karar olduğunu bu film ile çok daha iyi anladım. Tek bir film için koskoca bir Cinematic Universe yaratın demiyorum tabii ki fakat bu kadar kaliteli olabilecek bir filmi en azından 2 parça olarak önümüze farklı zamanlarda bile sunulsaydı çok daha olumlu tepkiler ve çok daha fazla gelir elde edebilirdi diye düşünüyorum.
Buraya kadar yeterince vizyon filmini yerden yere vurduysak, bu saatten sonra karşılaştırmasız bir şekilde sadece Zack Snyder’s Justice League konuşmak istiyorum. Bir kere karakterlerin bu kadar iyi anlatıldığı çok az sayıda bu tarz film var diyebilirim. Marvel bu işi bir nebze olsun iyi yapıyor fakat bir DC filminde ilk defa bu kadar karakterlerin gelişimine yakından şahit oldum (Joaquin Phoenix’in Joker’i hariç). Film bittiğinde tam anlamıyla karakterlerin hepsiyle sıkı sıkıya bir bağ kurmuş gibi oluyorsunuz. Özellikle Cyborg karakterinin filmin merkezindeki bir karakter olduğunu bu filmde anlayabildim. Çünkü DC bize bu karakteri, vizyon filminde öylesine sallama bir şekilde sunmuştu ki, filmden çıktığımda karakterin kim olduğunu, ne işe yaradığını bile tam olarak hatırlayamıyordum. Ancak Zack Synder burada tüm karakterleri en ince ayrıntısına kadar bize sunabilmiş. Bu sayede filmin ilerleyen bölümlerinde filme boş boş bakmanıza neden olmayacak, “ne alaka şimdi?” sorusunu sormayacağınız bir şekilde film sizi sona hazırlıyor. Bu da tabi güçlü bir finali çok daha güçlü yapmaya yeterli olmuş.
Karakterleri bir yana bırakıp konuyu ele aldığımızda, temelde aynı konuyu ve olayı izlemiş olsak da, bu filmde Zack Snyder konuyu çok daha üst seviyeye çekmiş. Vizyon filminde sahnelerin bazıları kesilmemiş, resmen konunun yarısı filmin dışarısında bırakılmış. Küçük sahnelerin kesilmesini, bazı karakterlerin gereksiz olabileceği bölümlerin atılmasını anlarım fakat bu filmi izledikten sonra vizyon filminin konusu ve olayı bile o kadar kısır geldi ki, sanki filmin çeyreğini önümüze koymuşlar gibi hissettim. Sadece hikayenin anlatımı da değil, Aquaman‘in, Flash‘ın ve özellikle filmin ana karakteri diyebileceğimiz Cyborg‘un sahneleri vizyon filminde en fazla 5-10 dakika gösteriliyor. Zack Snyder ise bu versiyonda bize tüm bu karakterleri tek tek anlatmayı başarabilmiş. Açıkçası daha önceden tanımasaydım ve vizyon filmini izleyip bu karakterleri tanımış olsaydım, sonrasında bu cut’ı izlediğimde dolandırılmış bile hissedebilirdim. Karakterlerin yanı sıra, filmin konusu ve olay örgüsü içerisinde yaşananların hepsi bu film sayesinde çok fazla değer kazanmış.
Hiç spoiler vermek istemediğim için yazıyı kısa tutmak istiyorum çünkü bu yazıyı asıl yazma amacım aslında film ile ilgili konuşmak değil, olur da bir gün bir yerde bu yazıya denk gelirseniz bu filmi kesinlikle izlemeniz için sizi heyecanlandırmaya çalışmak açıkçası. Çünkü başta da dediğim gibi, Nolan’ın Batman serisinden sonra gerçek bir süper kahraman filmi nasıl olmalının cevabını dolu dolu veren bir film olmuş. Bu kadar dolu film olursa 4 saat olur, bunu sinemada gösteremezler bahanesini ise özellikle Cinematic Universe’den sonra hiç kabul edemiyorum açıkçası. 22 filmi uzun bir zaman aralığında bize izleten ve hiç de kötü tepki almayan bir Marvel örneği var önümüzde. Bu filmi de ikiye bölüp seyirciye sunmak, şu hikayenin ve karakterlerin yazık olmaması adına alınabilecek en doğru karar olurmuş. Bu yazıyı yazarken de sürekli olarak Zack Synder’i vurgulamamın sebebi, aslında yönetmenlerin de bu tarz filmleri bizlerle buluşturmak istediğini fakat şirketlerin buna izin vermediğini düşündüğümden dolayı. Kısacası, vizyon filminin başarısızlığını DC’ye, bu filmin başarısını ile gönül rahatlığı ile Zack Synder’e yazabilirim.