Uzun süredir plak koleksiyonu yapıyorum. Bu yolculukta birbirinden farklı kavramlar öğrendim, yepyeni deneyimler kazandım. Plak toplamaya başlamak, müziğe ve müzik dinlemeye olan bakış açımı tamamen değiştirdi diyebilirim. Bunun sebeplerini ve plak toplamaya karar verirseniz nelere dikkat etmeniz gerektiğiyle ilgili bir şeyler karalamak istedim. Okumaya devam et
Ben Karsu‘yu çoğu kişiye göre geç tanıdım diyebilirim. Yaklaşık 2 senedir takip ediyorum fakat kendisi daha küçücük bir çocukken restoranlarında piyano çalarak başlamış müzik hayatına. Hollanda’da yaşayan, Türk geleneklerinden de hiç uzaklaşmadan büyüyen bir kadının nasıl üst düzey bir sanatçı olabileceğine dair güzel örneklerden birisi olarak da şu anda karşımızda duruyor. Okumaya devam et
Dinlemekten oldukça hoşlandığım, alternatif müziğin Türkiye’deki belki de en güçlü ismi olan Adamlar, 19 Kasım itibariyle Harekete Kimse Mâni Olamaz adlı güzel bir EP ile hayatımıza tekrar girdiler. Bu sefer elektronik müziğin biraz daha fazla karıştığı şarkılar ile karşımıza çıkmışlar. Okumaya devam et
Müzikle ilk tanıştığım zamandan beri rock müziğinin hayatımda her zaman bir yeri oldu. Yerli ve yabancı farketmeden bir çok grubu ve müzisyeni tanıdım, bazıları müzik zevkime yön verdi bazıları ise pek dinlemediklerim olarak hayatımın bir köşesinde kaldı. Fakat Türkiye’de yaşayan ve rock müzik dinleyen bir çok kişinin de katılacağı gibi, Duman müzik zevkime ve müzik alışkanlıklarıma yön veren en büyük gruplardan birisiydi her zaman. Okumaya devam et
Hiç olmadık yerden bir anda beliren plakları dinlemeyi her nedense daha çok seviyorum. Çok önceden dinlemiş bir albüm ya da hiç dinlemediğiniz bir albümü bir plaktan dinlemenin zevki ve karşılaşacağınız sürprizler size müziğin ne kadar güzel bir şey olduğunu tekrar hatırlatıyor gibi geliyor. John Lennon ve Yoko Ono‘nun Double Fantasy plağı da tam bu hisleri unutmaya başladığım zamanlarda karşıma çıktı.