Tifosi’nin Hızlı Dönüşü

Uzun zamandır beklediğimiz 2022 sezonu Bahreyn yarışı ile açılışı yaptı. Bu sezon daha ilk yarıştan, hatta testlerden itibaren 2021 sezonunu aratmayacak bir çekişme izleyeceğimizi ve sürprizlerle dolu bir sezon yaşayacağımızı hepimize gösterdi. Her ne kadar sürpriz olarak gözükse de yıllardır beklenen Ferrari’nin güçlü dönüşü, Mercedes’in bu sefer gerçekten sorunlu bir araç ile ortaya çıkması ve Red Bull’un aracındaki sorunlar ile belki de en zevkli Bahreyn yarışını geride bıraktık. Aynı zamanda yeni kurallar ile birlikte araçları tam olarak değerlendirebileceğimiz ve takımlar üzerine artık daha net konuşabileceğimiz bir hafta sonu oldu bizler için.

Öncelikle Mercedes‘ten bahsetmek istiyorum. Mercedes, İspanya testlerinden itibaren oldukça yavaş bir araca sahip olduğunu gösteriyordu. Fakat tüm herkes bunun tipik bir Mercedes hareketi olduğunu, ilk yarışta gerçek güçlerini göreceğimizden emindi. Ben İspanya testlerini izlerken özellikle onboard dediğimiz araç üstü kamerada Mercedes’in gerçekten sorunlu bir araca sahip olduğunu düşünenlerdendim. Fakat asıl sorunun Bahreyn testleriyle birlikte aracın aerodinamisinde olduğunu söylüyordum. Özellikle  hem Hamilton’ın hem de Russel’ın neredeyse her viraj çıkışı verdiği kontralar, virajları diğer araçlara göre çok daha hantal bir şekilde dönmesi bunu düşündürtmüştü. Fakat bu sorunların yanına bir de diğer Mercedes motoruna sahip araçların da düşük hızlarda tur atması eklenince, yavaş yavaş hem aerodinami konusunda hem de motor konusunda Mercedes’in sorunlu bir aracı 2022’ye hazırladığını iyice hissettirdi. Bahreyn’de de bu durumun gerçekten de böyle olduğunu görmüş olduk. Buna rağmen Russel ve Hamilton ikilisi bu araçla şanslarının da yaver gitmesiyle birlikte kendileri için bu hafta sonu hayal olabilecek bir pozisyonda yarışı bitirdiler. Sanıyorum bu hafta belki de Ferrari’den daha fazla sevinen takımlardan birisi Mercedes olmuştur. Ben Mercedes’in bu sorunlarını en az 6-7 yarışta çözebileceğini düşünüyorum. Hatta sezon arasına kadar Ferrari ve Red Bull’u yakalayacak rekabetçi bir araca sahip olacaklardır. Mercedes ne kadar hatalı bir araç ile sezona başlamış olursa olsun, sahip oldukları mühendislik gücü sezon yarısına kadar Mercedes’i en azından her yarış podyum mücadelesine sokacak kadar güçlü bir araç ortaya çıkarmaya yetecektir.

Lafı geçmişken Mercedes motoru ile ilgili değinmek istediğim bir konu var.  Aslında sanılanın aksine Mercedes motorunun bu kadar yavaş bir motor olmadığını düşünüyorum. Kesinlikle bir güç kaybı var, potansiyelinin çok altında bir motor fakat Ferrari motorunun bu kadar üst düzey bir motor olması da Mercedes motorunu çok daha kötü gösteriyor bize. Ferrari motoru kullanan Haas, Alfa Romeo takımlarının aldığı sonuca bakacak olursanız aslında konu Mercedes’in motorunun sorunlu olmasını değil, Ferrari motorunun üst düzey performans göstermesi gibi duruyor. Bu tabii dolaylı olarak yine Mercedes’in çok daha fazla çalışması gerektiğini gösteriyor ancak Mercedes’i yargılarken biraz da bu sezona damgasını vuracak beklenmedik şekilde güçlü bir Ferrari motoru olduğunu unutmamak gerekiyor. Kısacası, Mercedes motoru çok kötü değil, Ferrari motoru gerçekten üst düzey iyi bir motor bu sene.

Başarılı takımlara geçmeden önce özellikle yazmak istediğim bir takım var; McLaren. Geçen seneyi Ferrari arkasında bitirmiş, uzun dönemdir çok kötü bir performansla yarışan Ricciardo gibi bir pilota sahip olsalar bile bu kadar kötü bir performans asla beklemiyordum. Sıralama turlarından başlayan kabus gibi bir performans yarışın son anına kadar devam etti. Yukarıda yazdığım gibi Mercedes’in motorunun sorunlu olduğu aşikar ama bu kadar gerilerde kalması kabul edilir bir durum değil. Bir de bunun üstüne geçen senenin kötü performansını da düşününce McLaren için neredeyse hiç düzelme umudu olmayan bir sezon izleyeceğiz gibi duruyor.

McLaren demişken, aslında aynı hayal kırıklığını biraz olsun Alpha Tauri takımında da yaşadım diyebilirim. Gasly bir sorun yüzünden yarış dışı kalmış olabilir fakat yarışı bitirebilseydi bile Bottas ya da Magnussen’den önde bitirebileceğini çok düşünmüyorum. Sıralama turlarındaki kötü performansıyla birlikte Tsunoda da, Gasly de kendi hızını ve gücünü gösteremedi. Fakat McLaren takımı aksine Alpha Tauri’nin kısa süre içerisinde toparlanıp özellikle Gasly cephesinde neredeyse her yarışı ilk 10 içerisinde bitirebileceğinden eminim. Hatta bu sene sürpriz yarışların olacağından emin olan birisi olarak Alpha Tauri’yi birden fazla kez podyumda görme gibi bir umudum da var.

Ve yarışa damgasını vuran takım, Haas. Haas’ın bu şekilde bir performans ortaya koyacağına asla inanmıyordum. Uzun süredir bu sezona hazırlanmaları, Mazepin’in yerini kaliteli olan bir pilot Magnussen‘e bırakmış olması ve artık biraz olsun tecrübeli pilot Schumacher‘e sahip olması beklenen başarıyı kendilerine getirdi. Testlerin ardından Williams’tan hatta McLaren’den daha iyi bir takım olduklarını gösterir gibiydiler fakat Magnussen’in yarışı 5. bitirmesi, Schumi’nin bir pit stratejisine kurban gitmese ilk 10’a girebilecek olması belki de Haas’ın senelerdir hayalini kurduğu bir şeydi. Ben bu yükselişin çok uzun süreli olacağını düşünmüyorum fakat Williams ve Aston Martin gibi takımların her yarış önünde tamamlayacaklarından artık eminim.

Haas demişken bir üst düzey performans da Bottas‘tan gördük bu hafta sonu. Haas’ın başarısının aksine Bottas’ın başarısı bana biraz daha bireysel bir başarı gibi geldi. Evet, Ferrari motorunun etkisi Alfa Romeo üzerinde de etkili ve Zhou’nun henüz ilk yarışıydı ama takımlar biraz daha toparlandıktan sonra bu hafta sonu olan bir başarıyı Alfa Romeo’nun tekrar yakalaması biraz zor gözüküyor. Yine de bireysel olarak Bottas’ın hafta sonu performansına bir şapka çıkarıp alkışlamak gerekiyor.

Gelelim Red Bull ve Ferrari cephesine. Belki de yıllardır alıştığımız şampiyona yarışını bu sefer Hamilton ve Mercedes olmadan izletecek iki takım ve dört sürücü. Red Bull iki aracında da yaşadığı sorun nedeniyle Bahreyn yarışını tamamlayamamış olsa da hızlarını ve şampiyonluğu ne kadar istediklerini hem testlerde hem de yarış hafta sonunda hepimize gösterdi. Newey yine yapmış yapacağını ve yeni sezona, yeni kurallara çok güzel bir araç hazırlamış. Fakat bu kez Vettel‘in efsanevi Red Bull döneminde olduğu gibi yalnız değiller. Yanlarında yıllardır bekledikleri o anın geldiğine inanan, müthiş bir sürücü ikilisine sahip olan ve bu sezon tüm gücünü ortaya koymaktan hiç çekinmeyecek Ferrari de onlara katılıyor. Özellikle yarış içerisindeki 3 turluk muhteşem bir çekişmeyle bu sezonun kısa bir ön gösterimini bu hafta sonu yaşadık. Ferrari’nin hem motor hem aerodinami olarak bu kadar güçlü başladığı bir sezon son 10 senedir hiç hatırlamıyorum. Aracın bu kadar üstün olmasının yanı sıra en büyük güçlerinden bir diğeri ise sahip oldukları sürücüler. Sainz ve Leclerc bu şampiyonluk için yarışabilecek tecrübeye ve isteğe sahip iki sürücü. Bunun yanına bir de aralarındaki güzel takım arkadaşlığı eklenince bu sene Ferrari’nin şampiyon olmaması için hiç bir neden yok gibi duruyor. Hangi takımı tutarsanız tutun, hangi pilotları severseniz sevin, bu sezonun başlangıcında son çizgiyi geçen iki kırmızı aracı görmekten mutsuz olan sanırım yoktur.

Ferrari bu kadar güçlü, bu kadar istekli fakat unutmamak lazım ki karşılarında da Red Bull ve özellikle Verstappen var. Red Bull’un pilot çifti Ferrari pilot çiftine göre biraz daha geride kalıyor bana kalırsa, Sainz, Perez’den çok daha istekli ve çok daha yetenekli bir pilot. Altındaki araca geçen sene kısa sürede uyum sağlaması hatta yıllardır takımda olan Leclerc’den sezonu önde bitirmesi, Sainz’ı Perez’in önünde izleyeceğimizin işaretlerinden birisi. Fakat Sainz ve Perez arasındaki bu fark biraz olsun Verstappen ve Leclerc arasında da var. Bir kere psikolojik olarak Verstappen Dünya Şampiyonluğunu kazanmış, o tecrübeye sahip bir pilot. Ve bu tecrübesinin O’nun kazanma hırsından hiç bir şey götürmediğine de bu hafta sonu şahit olduk. Geçen sene olduğu kadar hala aynı şekilde istekli. Bir yanda da arabayla resmen bütünleşmiş ve ilk şampiyonluğun hırsıyla yarışan bir Leclerc var. Kazanan kim olursa olsun bu ikilinin bu sene bize bir şölen yaşatacağından eminim. Arkadan sonradan açılarak gelecek bir Mercedes olduğunu da düşünürsek geçen seneki gibi son turda şampiyonluğun değiştiği bir sezon olmasa da bu sezon da heyecanın ve aksiyonun hiç eksik kalmayacağı bir sezon olacak.

Son olarak toparlamam gerekirse, testler ve Bahreyn’i baz alırsak aslında geçen seneye göre oldukça değişik bir tablo ile karşı karşıyayız. Fakat Formula 1 takip edenlerin de bileceği gibi bu tablo sezonun sonuna doğru tamamen değişebilir. Önümüzdeki 2-3 yarış boyunca da Bahreyn’de olduğu gibi bazı sürpriz yarış dışı kalmaları, sürpriz sıralamaları görebiliriz fakat sezon geneline bakacak olduğumuzda da geçen seneden çok farklı bir sezon yaşayacağımıza eminim.